Mihri Müşfik (1886 - 1954)

Biyografi

İlk kadın ressamlarımızdandır Mihri Müşfik’in¹ babası Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’nin ünlü hocalarından Dr. Mehmet Rasim olması ve ailesinin saraya yakınlığı nedeniyle ayrıcalıklı bir çevrede büyür.²  Kızlarını batılı tarzda yetiştirmek isteyen Mehmet Rasim Paşa, kızına edebiyat, müzik ve resim alanında özel dersler aldırmıştır. İlk eğitimini eve gelen bu özel mürebbiyelerden alan Mihri Hanım, bir süre sonra edebiyat ve müzik derslerini bırakarak resim dersleri üzerinde yoğunlaşmıştır.³ Mihri, şehzade Selim’in eşi Eflakyar Hanım aracılığıyla yaptığı resimleri Abdülhamit’e gösterince, Mihri’nin 9- 10 yaşlarında saray ressamı Fausto Zonaro’dan (1854- 1929) resim dersleri almasına imkân tanınır.

Mihri Hanımın genç kızlık çağlarını da kapsayan bu dönemde yeteneğini geliştirebilmesi için çok fazla seçeneği yoktur. Ülkenin güzel sanatlar eğitimi veren tek okulu olan Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kız öğrenciler alınmamaktadır. Batı kültürüyle yetişen, yaşadığı dönemin çok ilerisinde bir hayat anlayışına sahip Mihri Hanım’da, çok geçmeden Avrupa’ya gitmek ve resim eğitimi almak düşüncesi filizlenir. 1903 yılında tek başında İstanbul’dan ayrılıp Roma’ya ve daha sonra da Paris’e gider.

Arzu ettiği resim eğitimine kısmen Roma’da kavuşan Mihri Rasim, Güzel Sanatlar Akademisi’ne devam etmesine karşın bir süre sonra Paris’e geçer. Yakın zamana kadar pek çok sanatkârımızın “hayalinin fevkinde bir yıldız gibi parlayan” Paris, XIX. yüzyılda güzel sanatların kalbidir. Bu sanatlar arasında resim, sokağa da taşarak icra edilmektedir. Bu yönüyle şehir, Mihri Hanım’a Roma’dan daha cazip görünmüş olmalı. Paris’te Köprülü ailesine mensup Galip Bey’den dersler alarak sanatı ile hayatını kazanmaya başlar. Paris’te kiraladığı evin bir odasını verdiği Müşfik Selami Bey'le tanışır, onunla evlenir.

1911’de Paris Güzel Sanatlar okulunda açılan bir desen sınavında dördüncülük kazanan Hikmet Onat burada Mihri Hanım’ın koşarak gelip kendisini tebrik ettiğini Mihri Hanımla bu şekilde tanıştıklarını, yine aynı yıl bu okulda düzenlenen bir heykel desen sınavında da Mihri Hanım’ın birincilik kazandığını belirtmiştir.

Bu sırada Paris’teki Türk elçiliğinde düzenlenen bir kabul töreninde, dönemin Maliye Nazırı Cavit Bey, Mihri Hanımla tanışarak onun bilgi birikimi ve görgüsü karşısında etkilenir. İyi eğitimli ve yetenekli Mihri Hanım’dan, batıya dönük bir eğitim sistemi uygulanan memlekette öğretmen olarak yararlanılması için Maarif Nazırına önerir. Malik Aksel, Mihri Hanım’ın mektebin açılması için ısrarcı olduğunu şöyle aktarır: Mihri Müşfik,  1913-1918 yılları arasında Maarif Nazırlığı görevinde olan Şükrü Bey’e İnas Sanayi-i Nefise Mektebinin kurulmasını şu şekilde önerir: "Muhterem Nazır Beyefendi, memlekete Meşrutiyet'le birlikte hürriyet, müsavat (eşitlik), uhuvvet (kardeşlik) geldi ama bütün bu nimetlerden sadece erkekler istifade ediyor, kadınlar hala olduğu yerde, bir adım bile ileri gitmiş değiller. Acaba bu imtiyaz nereden geliyor? (...) Bugün her yerde müsavat ve adaletten söz ediliyor. Fakat İnas Sanayi-i Nefise Mektebi (kadınlar için güzel sanatlar okulu) nerede? Hep yapılanlar erkekler için." ¹⁰

Ardından İstanbul (Darülmuallimat) Kız Öğretmen Okulu Resim Öğretmenliği (1913), İnas Sanayi-i Nefise Mektebi'nde profesörlüğe kadar yükselir.¹¹

Kızların Sanayi-i Nefise Mektebi’ne alınmamaları ve onlara güzel sanatlar eğitimi verecek bir okul olmayışı Mihri Hanımı bu konuda çalışmaya iter. 18. yüzyıl sonunda Askeri okullardaki teknik eğitimle başlayan Türk resminde Batılılaşma sürecinde figür temsili başlı başına bir sorun olmuştur. Ancak 1883 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’nin açılması ile figür eğitimi kurumsal olarak verilmeye başlanmış, örnekler giderek artmıştır. Ayrıca figür resminde öncü olan Osman Hamdi Bey’in Paris’te eğitim alarak 1868 yılında geri dönmesi ve bu tarihten itibaren figüre yer verdiği çalışmalarına devam etmesi önemlidir. Yine de II. Meşrutiyet’in ilanından sonra varlık gösteren ve 14 Kuşağı olarak bilinen sanatçılara kadar figür resminin çok sınırlı kaldığı bir gerçektir. Erkek sanatçılar canlı figür betimi sorununu aşmaya çalışırken bu kadın ressamlar için de sorun olmuş, Mihri Hanım’ın (Müşfik) başı çektiği kadın sanatçılar bir de kendi özel hayatlarının dışına çıkmanın mücadelesini vermişlerdir.¹² Geniş tanış çevresinin etkisiyle ilgili resmi makamlara başvurarak yoğun girişimlerde bulunur.¹³ 

Mihri, İnas Sanayi-i Mektebi’ndeki öğrencilerine Avrupa’da gördüğü eğitimle eşdeğerde bir program uygular. Canlı model çalışmaları bu programın bir parçasıdır. Erkeklerin devam ettiği Sanayi-i Nefise’de canlı model yok iken, Mihri buna cesaret eder ve hamamlardan topladığı Rum ve Ermeni natırları canlı model olarak kullanır. Okul yönetimindeki ve Maarif ’teki erkek yöneticilerin baskısı üzerine ise erkek model olarak, yaşlı olması koşuluyla, ancak yüz yaşındaki Zaro Ağa’yı getirebilir. Genç öğrenciler bu yaşlı bedeni çizmek istemeyince de başka bir çözüme yönelerek Arkeoloji Müzesi’nden heykeller getirerek model gereksinimini karşılar. Yoğunlaşan atölye baskınları ve sansürü de heykellere peştamal bağlayarak boşa çıkarır.¹⁴

Yine öğrencilerin dışarıda peyzaj çalışmasının bu topraklardaki tarihi Mihri ile başlar. Başka bir ilkte Bomonti’de kiraladığı bir evi atölye ve galeri olarak düzenlemesi ve böylece sanat yaşamının özgürlük sınırlarını daha da genişletmesidir. O dönemde çarşaflı bir kadın resmi bile yapılamazken Mihri, Şişli’deki evinde açtığı bir sergide saray haremine ait bazı dekolte kadın resimlerini sergileyebilmiştir. Sezer Tansuğ, Mihri’nin İnas Sanayi-i Nefise’de tüm baskılara karşı güçlü iradesi ve zekâ dolu kişiliği ile direndiğini belirtir.¹⁵

Mihri’nin kız sanat okulunda canlı model çalıştırması, erkek sanat akademisindeki öğrencileri de başkaldırmaya iter ve okul müdürü Osman Hamdi’den model talep eden bir isyan başlatırlar. Bu isyana yol açan bir diğer olay ise Paris’te burslu okuyan Nazmi Ziya Güran’ın, Sanayi-i Nefise’nin o zamanki öğrenci temsilcisi Ruhi Arel’e yazdığı bir mektuptur: ‘‘Siz daha orada tozlu alçı parçalarının, şalvarlı, yamalı, gömlekli küfecilerin resimlerini yapın; biz burada Venüs gibi kızların hem de çıplak resimlerini yapıyoruz. Siz daha uyuyun bakalım!’’¹⁶

Mihri’nin edebiyata düşkünlüğü onu dönemin ünlü şair-yazarı Tevfik Fikret’le güçlü bir dostluğa götürür. Mihri’nin İstanbul’da portrelerini yaptığı ünlüler arasında filozof Rıza Tevfik’te vardır ve olasılıkla Mihri’yi Tevfik Fikret’le tanıştıran da Rıza Tevfik olmalıdır.¹⁷

Yakın dostu Tevfik Fikret’in ölümünün hemen ardından yüzünün maskını alması da bu ülke için ilktir. Tevfik Fikret'in eşinin anlatışına göre şairimizin ölümü üzerine, odasına ilk giren Mihri Hanım olmuş, hıçkıra hıçkıra ağlayarak, üzerine kapanmış, Batı'da yapıldığı gibi, yüzünün kalıbını almış. Türkiye'de yapılan ilk mask budur.¹⁸

Mihri Hanım'ın daha sonra, Atatürk'ün ve Papa'nın resimlerini yaptığı bilmekle birlikte bu resimlerin ya kaybolduğu ya da yok edildiği şeklinde de bilgilere rastlanmaktadır. Mihri Hanım'ın artık son durağı Amerika olur. New York, Washington ve Şikago'da resim dersleri vermeye devam eder. Bazı üniversitelerde resim profesörlüğü yapar. Zengin Amerikan ailelerine, özel dersler vererek, hayatını sürdürmeye çalışırken, yoksulluk içinde 1954 yılında Amerika’da gözlerini hayata kapar ve kimsesizler mezarlığına görülmüştür.¹⁹

Bir portre sanatçısı olarak Atatürk, F. D. Roosevelt, Edison, Edwin Markham, D’anunzio gib isimlerin resmini yapmış olan ve profesyonel hayatının büyük bölümünü Avrupa ve Amerika’da geçirmiş olan Mihri’nin eserlerinin pek çoğu bugün kayıptır. Mihri Müşfik, sanatçı ve öğretmen kimliğiyle çağdaş Türk resim sanatında eşsiz bir yere sahiptir. Sanatı kadar yaşamı da ilginç ayrıntılarla dolu olan sanatçı, Afife Jale’nin Türk tiyatro tarihinde üstlendiği rolü Türk resim sanatı tarihinde üstlenmiştir.²⁰ Müşfik, 20. yüzyılın başında Osmanlı İmparatorluğu’nda sanat üretebilme mücadelesi vermiş güçlü bir kadındır. Güzin Duran, Nazlı Ecevit, Belkıs Mustafa, Hale Asaf, Aliye Berger, Fahrelnisa Zeid gibi önemli sanatçıların arasında bulunduğu öğrencileriyle Türkiye’de kadın sanatçı geleneğini başlatır.²¹

Ankara Resim ve Heykel Müzesi'ndeki Eserleri 

R-0274, Natürmort 

Kaynakça

¹ P. Boyar, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti Devirlerinde Türk Ressamları Hayatları ve Eserleri, Jandarma Basımevi, Ankara, 1948. 

² T. Toros, İlk Kadın Ressamlarımız, Ak Yayınları Sanat Kitapları Serisi, 1988,s.10 

³ E. Seyran, Mihri Müşfik Yaşamı ve Sanatı, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türk Sanatı Anabilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2005, s.25. 

L. Açba, Bir Çerkez Prensesinin Harem Hatıraları, İstanbul: Timaş Yayınları, 2010, s.18. 

N. Sarp, Bir Osmanlı Prensesi Mihri Müşfik, İstanbul: CB Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti, 2011. 

E. Seyran, Mihri Müşfik Yaşamı ve Sanatı, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türk Sanatı Anabilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2005. 

Y.  Öztürk, Hale Asaf Mihri Müşfik ve Acınası Yaşamları. Bütün Dünya, 2001, 51-56. 

N. Karabulut, "Sanatta Batılılaşma Hareketleri ve Mihri Hanım", Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Dergisi, S. 2. 1995, s. 81. 

C. Beykal, “Yeni Kadın ve İnas Sanayi-i Nefise Mektebi”, Boyut, S. 16, 1983, s. 6-13 

¹⁰ M. Aksel, İstanbul'un Ortası, Kapı Yayınları, İstanbul 2011.  

¹¹ N. Karabulut, "Sanatta Batılılaşma Hareketleri ve Mihri Hanım", Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Dergisi, S. 2. 1995, s. 81. 

¹² E, Dastarlı, Resim Çerçevesinden Dışarıya Doğru Bir Adım: 20. Yüzyılda Kamusal Alanın Oluşumunda Kadın İmgesi. Yedi, 2019, (69-80), s. 72). 

¹³  Malik Aksel, İstanbul'un Ortası, Kapı Yayınları, İstanbul, 2011. 

¹⁴ Malik Aksel, İstanbul'un Ortası, Kapı Yayınları, İstanbul, 2011. 

¹⁵ S. Tansuğ,  Çağdaş Türk Sanatı, İstanbul: Remzi Kitabevi, 1996, s.137. 

¹⁶ Malik Aksel, İstanbul'un Ortası, Kapı Yayınları, İstanbul, 2011. 

¹⁷ A. A. Bal, Mihri Müşfik ile Hale Asaf; Bedeli Ödenmiş Bohem Sanat Yaşamları, Route Educational and Social Science Journal, Volume 2(2), April 2015, (378-388) s.383. 

¹⁸ T. Toros,  İlk Kadın Ressamlarımız, Ak Yayınları Sanat Kitapları Serisi, 1988, s.14). 

¹⁹ N. Karabulut, "Sanatta Batılılaşma Hareketleri ve Mihri Hanım", Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Dergisi, S. 2. 1995, s.81. 

²⁰ S. Başkan, Osmanlı Ressamlar Cemiyeti, Çardaş Yayınları, Ankara, 1994, s.73. 

²¹ A. Ödekan, İmgenin Dönüşümü, Hayal ve Hakikat Türkiye’den Modern ve Çağdaş Kadın Sanatçılar, Ed. Esin Eşkinat, İstanbul Modern Sanat Müzesi, İstanbul 2011, s. 58.