Mübin Orhon (1924 - 1981)

Biyografi

Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdik­ten sonra ekonomi doktorası yakmak için Paris’e gitti, Grande-Chaumière Akademisi’nde çizim dersleri aldı. Taschisme’in kuramcısı Charles Estienne’le tanıştı ve onun lekeci biçim dilini benimsedi.¹  

Mübin Orhon, 1950’li yılların başlarında Mark Rothko, Barnet Newman ve Nicolas de Stael’in yapıtlarından etkilenmiştir. Josef Albers’in “Kareye Saygı” adlı dizi resimlerini çağrıştıran, tek rengin tonlarıyla ya da ara renklerin bireşimlerini, kareye yakın iç içe düzenlediği dikdörtgen biçimli yüzeylerle resmetmiştir. Sanatçı, sanatını gizemli kılabilmeyi tablonun ortasında fırça darbesiyle oluşturduğu çizgi ya da figürü bazen bir ışık bazen da koyu lekeli işleyişle başarmıştır.² 

1950-53 yılları arasında Salon de Réalités Nouvelles, 1956-1957’de Salons de Mai’e katıldı. İlk kişisel sergisini Iris Clert Galerisi’nde açtı. Bu dönemde, César, Takis, Messaier, Giacometti, Charles Maussion ile yakın ilişkiler kurdu. 1964’te askerlik görevini yapmak için Türkiye geldi ve 1973’de tekrar Paris’e döndü. Sainsbury Center’da yüzü aşkın yapıtı bulunmaktadır. Mübin Orhon’un 1970’lerde yapılmış işleri, onun 1960’lerden 1970’lere farklılaşan soyut diline tanıklık etmemizi sağlar. Mübin, temelde ışığın renk­ler üzerindeki görme etkisi üzerinde yoğunlaşır. Uzam, zaman ve farkındalı­ğın resimleri olarak tanımlanabilecek bu yapıtlarda göz izlemekten çok fark etmeye yönlendirilir. Kırmızı, turuncu, mor ya da yeşil renkteki zeminleri­nin belirlediği pürüzsüz, düz yüzeylerin durdurucu, girilemez, arkasına ge­çilemez duyumu veren sertliğini, dikey-yatay, kararlı ve anlık büyük fırça iz­leri, ya da farklı tonda belli belirsiz küçük lekelerle farkındalık yaratacak bir yüzeye dönüştürür. Orhon’un tuvalin ortasına yerleştirdiği dikdörtgenler, le­keler, çizikler, sanatçı izleri olarak herhangi bir temsil değerinden çok deği­şim içindeki duyuların izlerine kapı aralar. Düşünsel, zihinsel olmayan de­neyimlerin kaydedildiği resimleri, davranışsal ve duyumsal içe doğuşların izlerini taşıyan yüzeylerdir ve bu anlamda modernist kompozisyon fikrinin karşısında bir tutumu yansıtır, tuvalin ortasında mistik boşluğa bir kapı ara­lar, derinlik yaratır.³ 

Ankara Resim ve Heykel Müzesi'ndeki Eserleri 

R-0089, 1973, 

R-0090, 1973, 

R-1270, 

R-1272, 

R-1512, 

R-1597, 

R-1598, 

R-1601, 

R-1612, 

R-1613, 

R-1625, 

R-1627, 

R-1638, 

R-1696, 1976, 

R-1700, 1972, 

R-1708,  _ 

R-1722, 1977, 

R-1726, 1972, 

R-1733, 1976, 

R-1739, 1977,  

Kaynakça

¹ Z. Yasa-Yaman, İmparatorluk’tan Cumhuriyet’e Sanat, Ankara Resim ve Heykel Müzesi (Ed. Zeynep Yasa-Yaman), Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2012, s.362. 

² G. Çağlar, Ortadoğu İslam Ülkelerinde Soyutlama Geleneğinin Görsel Sanatlardaki Güncel Yansımaları, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul: Işık Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015, s.105. 

³ Z. Yasa-Yaman, İmparatorluk’tan Cumhuriyet’e Sanat, Ankara Resim ve Heykel Müzesi (Ed. Zeynep Yasa-Yaman), Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2012, s.362.