Nazmi Ziya Güran'ın tuvalleri; açık havaya, canlı ışıklı renklere, doğal görünümlere ve gün ışığına kucak açar. Güran’ı döneminin ressamlarından ayıran en önemli özellik onun kır resimlerinde kullandığı taze ve parlak yeşiller ve mavi ışıklarıyla yeşillerin arasında soğuk armoniler yaratan doğal bitki dokusunun eşsiz görünümleridir. Nazmi Ziya, İstanbul’un çevresinde uzun yıllar kentin zenginliği olarak varlığını sürdüren bostanların resimlerini yapan döneminin tek sanatçısıdır. Çallı Grubu içinde onu diğerlerinden ayıran en önemli fark öncelikle seçtiği konulardır.
Günlük yaşamın doğal akışını resimlemeyi seçen Güran bu yaklaşımıyla empresyonist resmin estetik duyarlığını vurgular.
Özellikle de oturduğu semt olan Süleymaniye sokakları ve bu semtte oturan insanların hayatı onun resimsel anlatımına konu oluşturur.
Nazmi Ziya Güran, İstanbul Divanyolu’nda bulunan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Külliyesi’ni ve önünde uzanan caddede akıp giden hayatı resimleyen birçok esere imza atar. Yaşamını geçirdiği Sultanahmet’te bulunan evinin çevresinde yer alan sokakları resimleyen sanatçı, bu bölgenin sosyal yaşamının izlerini tarihsel bir gelişim içinde tuvallerine aktarmaktadır. Kemeraltı ve Divanyolu onun resimlerinde sık sık yer alan İstanbul kent peyzajlarıdır.
Portreler, alegorik konular üzerinde çok başarılı kompozisyonlar yapan Nazmi Ziya’nın İstanbul bostanlarını ve kırsallarını taze bahar yeşilleri içinde tuvallerine aktardığı kompozisyonları, sanatçıya özel bir konu, kompozisyon ve renk seçkisiyle çok özel eserlerdir.
Nazmi Ziya Güran’ın “ Manzara” adlı resmi, taze yeşilleri, sıcak turuncular ile betimlenen İstanbul Bostanları ve çevrelerinde yer alan evlerin izlenimci bir yorumla resimlenmesidir.
Çerçeve Tanımı: Sarı yaldız boyalı, koyu renk patineli, bitki kabartma motifli, oluklu ahşap çerçevelidir.