Manzara

Süleyman Seyyid’in resimleri, gözlem gücü ve yorum yeteneği yüksek olan bir sanatçının çevresini, yaşadığı semtleri, öğrencilerinin portrelerini öznel bir estetik duyarlıkla sanat eserlerine dönüştürdüğünü kanıtlar. Manzara resimlerinde doğa kesitlerine yer verirken, İstanbul ve çevresini belgelemektedir. 

Yaşadığı yıllarda, Fenerbahçe Burnundan Adaların Görünümü ve Dalyan, Üsküdar İskelesi ve sokakları, Tuzla ve çevresindeki yerleşkelerin eski evleri 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyılın ilk çeyreğindeki görünümleriyle yer alır. Bu anlamda Seyyid bize İstanbul’un tarihi dokusundan kesitler vermektedir.

Fenerbahçe incelendiğinde, Seyyid’in manzaraları manzara resimlerinde İstanbul semtleri, özellikle de Fenerbahçe görünümleri günümüze ulaşan en önemli manzara resimleridir. 

Bu bağlamda, Ankara Resim ve Heykel Müzesi Koleksiyonu’nda yer alan Fenerbahçe Burnundan Adalar adlı eseri Süleyman Seyyid’in manzara resimlerinde ulaştığı özgün anlatımın açık bir göstergesidir. Adalar’a doğru uzanan Fenerbahçe Burnu doğal değerleriyle resimlenir. Büyük ağaçların çayırlara düşen gölgeleri ile vurgulanan renk ve ışık dağılımı Süleyman Seyyid’in dönemindeki ressamlar arasında ulaştığı sanatsal ayrıcalıkları kanıtlar. Bunun için de başyapıtıdır. 

 

Eser Özellikleri

Resim
Süleyman Seyyid Bey (1842 - 1913)
Yağlı Boya
Tuval Üzerine Yağlı Boya
Çerçevesiz: 45 X 94,5 cm
R-2835
Bolu Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nden Devir alınmıştır.
Süleyman, Seyyid, Manzara, Ankara, Resim, Heykel, Müze, Tuval, Yağlı, Boya, Bolu, Devlet, Güzel, Sanatlar, Galerisi
Ankara RHM - Şeker Ahmet Paşa Salonu

Küratör Yorumları

Küratör: Zeynep YASA YAMAN

Üsküdar Nuh Kuyusu’nda büyük ahşap bir evde oturan Süleyman Seyyid de Hoca Ali Rıza gibi bir Üsküdar tutkunuydu. Çamlıca, Kısıklı, Bulgurlu, Hekimbaşı, Dudullu, Kayışdağı, Alemdağı ve Fenerbahçe’den manzaralar yaptı. … Yapıtlarında perspektifi ve geometrik sağlamlığı öne çıkaran Süleyman Seyyid, doğayı fotoğrafik bir gerçeklikle yansıtan, taklit eden bir sanatçı olmaktan uzak durmuş, ölçülü, yalın, süssüz, indirgeyici bir tavır içinde olmuştur. Renkleri, hocası Alaxandre Cabanel’inki gibi tonlamalardan uzak, taze ve şeffaftır.

Kaynakça: Z. Yasa-Yaman, (Ed.), İmparatorluk’tan Cumhuriyet’e Sanat, Ankara Resim ve Heykel Müzesi, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2012, s. 112.