Hamdi Kenan Bey, Gelenbevizâde sülalesinden Enderûn-ı Hümâyûn doktoru (sertabib) Nuri Kenan Paşa’nın oğlu olarak Hicri 1286 (1870) yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Babasının saraydaki konumu nedeniyle Hamdi Kenan Bey’in hatırı sayılır bir refah ortamında büyüdüğünü savlamak pek de yanlış olmasa gerektir. Elbette bu refah, sanatçının eğitim hayatına da yansımış; nitelikli ve kapsamlı bir öğrenim gören Hamdi Kenan Bey sıbyan mektebini bitirdikten sonra devrin önde gelen ilim insanlarından destekleyici eğitim almıştır. Hususi muallimlerden hem Arapça hem de Farsça dersleri alan Hamdi Kenan Bey’in hatt-ı nesh19 (nesih yazı) eğitimini tamamlayarak Arap bir hocadan icazetname alması, sanata yatkınlığının önemli işaretlerindendir. Doğu dillerinin yanı sıra Fransızca ve Almanca gibi Batı dillerini de öğrenen Hamdi Kenan Bey, Sanâyi-i Nefîse Mektebi’nin resim sınıfına kaydolarak sanat eğitimini sürdürmüştür. Hamdi Kenan’ın resme ilgi duymasında, babasının görevi dolayısıyla saraydaki sanat çevresiyle temas kurması büyük rol oynamıştır. Sanatçı, başarılarından dolayı değişik tarihlerde Osmanlı padişahları tarafından nişan ve madalyalarla ödüllendirilmiştir. Bunlardan en önemlileri 23 Mart 1895’te gümüş Sanâyi-i Nefîse madalyasına, 9 Kasım 1898’de 3. rütbeden Mecîdî Nişanı’na, 10 Aralık 1899’da da 3. rütbeden Nişân-ı Âli Osmânî’ye layık görülmesidir. Sanatçının vefat tarihi ile ilgili herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır. Sanatçının ismine ilk defa, 20. yüzyılın başlarında İstanbul’da düzenlenen ve âdeta sanatseverlerin gövde gösterisine dönüşen Beyoğlu/Pera sergilerinde rastlanmaktadır. Gelmiş geçmiş en kalabalık sanatçı grubunun rağbet gösterdiği bu sergilere Hamdi Kenan Bey de 1902 yılında iştirak etmiştir. Sergi kataloğunda yer alan bilgilere göre İstanbul doğumlu sanatçı, Prof. Salvatore Valeri’nin öğrencisidir.
Hamdi Kenan’ın Ankara Resim ve Heykel Müzesi ile İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nde İstanbul’u konu alan birer manzarası bulunmaktadır. Ankara Resim ve Heykel Müzesi’ndeki Topkapı Sarayı adlı eseri, 1891 tarihlidir. Sanatçının tespit edilen en eski tarihli eseri olan bu tabloda, Topkapı Sarayı’nın III. avlusu resmedilmiştir. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nde sergilenen Çamlıca’dan Bir Manzara adlı eseri ise 1902 tarihlidir.
Valeri’nin öğrencisi olarak katıldığı 1902 ve 1903 yıllarındaki Beyoğlu / Pera sergilerinde yerli ve yabancı eleştirmenlerin övgüsüne mazhar olmayı başarmıştır. Otuzlu yaşlarının başında katıldığı bu sergiler haricinde başka bir sergide ismine rastlamadığımız sanatçının bireysel bir sergi açtığına dair bir kayıt da bulunmamaktadır. Yapıtlarının az sayıda oluşu üretken olmayan bir sanatçı kimliğine işaret edebileceği gibi, yaşadığı yangın vb. talihsiz bir olay da resimlerinin günümüze ulaşmasına engel teşkil etmiş olabilir. Sanatçının tüm yapıtları imzalıdır. Tablolarında “Kulları Resim Muallimi Hamdi Kenan” ve “Kulları Hamdi Kenan” olarak iki farklı imza kullanmıştır. Sosyal içerikli konulara tuvallerinde yer vermeyen sanatçı, ağırlıklı olarak manzara çalışmıştır. İstanbul’un sayfiye yerlerini, dere ve deniz kenarlarını ışıklı ve parlak renklerle izleyiciye sunmuştur. Genelde sıradan evlerle bezenen manzaralarına zaman zaman anıtsal yapılar da eşlik etmiştir. Resimlerinde işlediği manzaralar Topkapı Sarayı, Göksu, Çamlıca ve Bulgurlu’dan kesitler içermektedir. Tespit edilen tek natürmortunda bile süje bir manzara içine konumlandırılmıştır. Resimlerinden bazılarında matlaşan renkler; kartpostal, baskı resim ya da fotoğraf etkisini çağrıştırmaktadır.
Ankara Resim ve Heykel Müzesi'ndeki Eserleri
R-0850-Eser Adı Bilinmemektedir.
https://www.acarindex.com/pdfs/1205136 Erişim tarihi: 19/02/2024