Zeki Kocamemi (1902 - 1959)

Biyografi

Ünlü Tanzimatçı Sami Paşa’nın soyundan gelen Zeki Kocamemi 1900’de İstanbul, Fatih’te dünyaya geldi. İlköğrenimini Hadika-i Meşferet Mektebi’nde yaparken ortaöğretimini özel okullarda bitirdi.  1916 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kayıt yaptırarak ilk önce Önce Hikmet Onat’ın daha sonra da İbrahim Çallı’nın atölyelerinde devrin en önemli iki ressamından eğitim aldı.

I.Dünya Savaşı devam etiği için askerlik çağına gelir gelmez 1918’de askere alındı. Bu nedenle eğitimi yarım kaldı. Lakin 1919 da mütareke imzalandıktan sonra okuluna geri döndü. Sanayi-i Nefise Mektebi’nde öğrenim görürken gelecekte pek çok ünlü olacak çok sayıda isimle birlikte ders görüyordu. Okulda ilken açılan sergilere resimleri ile katılıyordu.  Okula girdiğinde Dereli, Çelebi, Epikman, Berk, Cüda, Saim Özeren' gibi isimlerle aynı okulda eğitim görüyordu. Şerif Akdik,  Refik Epikman,  Ressam Elif Naci' , Mahmut Cûda,  Muhittin Sebati ,  Ressam Ali Avni Çelebi,  Cevat Dereli v , Fahrettin Arkunlar,  Hamit Görele ,  Halil Dikmen  , Eşref Üren,  Cemal Tollu ,  Turgut Zaim gibi Cumhuriyet döneminin ilk ve en önemli ressamları arasına girdi.

1922 yılında mezun oldu. Akademi’de öğrenci olduğu sırada 2. Galatasaray Sergisi’ne katılarak; hocalarıyla birlikte eserlerini sergileme olanağı buldu. Saim Özeren  ile birlikte Yeni Resim Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer alarak; ileride kurulacak olan Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği’nin de ilk temellerini atarak Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği’nin kurucuları arasında yer aldı. Bu heykeltıraşlar ve ressamlar  Çallı Kuşağı’nın renkçi tutumunun yanı sıra çizgiye,  ve yapısal sağlamlığa öncelik veren resimler yapmışlar izlenimciliğe karşıt bir tutum izlemişler sanatçıların çıkarlarını korumak, bireysel sanata özgürlük getirmek vb. amacını gütmüşlerdi. 

Ancak, bu girişim tek bir sergiyle sınırlı kalmış, Refik Epikman  , Cevat Dereli , Şeref Akdik'in, Mahmut Cûda, Nurullah Berk,, Hale Asaf, Ali Avni Çelebi , Zeki Kocamemi, Muhittin Sebati, Ratip Aşir Acudoğlu ve Fahrettin  adlı topluluk üyelerinin her birinin burslu olarak yurtdışına gitmesiyle bu girişim son bulmuştu. 

Arkadaşları aldıkları burslarla Paris’e giderken Kocamemi’de 1922 yılı Aralık ayında, Türk Ocağı’nın aldığı bursla Münih’e gitti. Ali Avni Çelebi, Ratip Aşir Acudoğlu ve Kenan Yontuç’ da  Münih’e burs alarak gelmişlerdi. İlk önce Heinemann’ın özel atölyesinde resim dersleri almaya başladı, yaklaşık bir yıl sonra Münih Güzel Sanatlar Akademisi’nin sınavlarına katılmış ancak başarısız olmuştu. Bunun üzerine yeniden, Hans Hofmann’ın atölyesine döndü.

Hans Hofmann, modern akımların çeşitlenip biçimlendiği Paris’te yetişmiş, Henri Matisse ve Robert Delaunay’in sanatlarından etkilenerek kübist ve dışavurumcu anlayışta eserler üretmişti. Zeki Kocamemi de bu etkiler ve tesirler altında eğitim aldı.  Hofmann atölyesinde Saksılı Tabure, Poz Veren Çıplak ve Otakçılar adlı çalışmalarından başka, bugün Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul Devlet Resim Heykel Müzesi koleksiyonlarında bulunan 1926 tarihli “Gazete Okuyan Çıplak” adlı deseni de bu dönem içinde yaptı.

1927 de yurda döndü. Yurda döndükten sonra 1928 yılında Trabzon Lisesi’nde resim öğretmenliğine atanarak öğretmenliğe başladı.  Zeki Kocamemi, yaklaşık bir yıl bu görevde kaldı. Onun lise öğretmenliği döneminde öğrencisi olma şansını yakalayanlara arasında   Bedri Rahmi Eyüboğlu’ da vardı. “Kocamemi büyük laflardan hiç hoşlanmaz. Tanıdığım insanların en mütevazilerinden biridir. Fakat bu tevazu içerisinde dünyanın en büyük gururu vakarı saklıdır.”

Ali Avni Çelebi  ile 1929 yılında Müstakiller Grubunu oluşturdu. Bu ressamlar ve sanatçılar grubu ilk sergisini  I. Genç Ressamlar adı ile  Ankara Etnografya Müzesinde gerçekleştirmişlerdi.  Daha sonra Güzel Sanatlar Akademisine girerek İç Mimarlık Bölümünde ve 1930 yılında Prof. Gunter’in asistanı olmuştu.  Bu asistanlık süresi üç yıl sürdü. 1930-1933

Asistanlık süresini bitirdikten sonra İç Mimarlık Bölümüne öğretim görevlisi olarak atandı. 1938 yılında CHP’nin açtığı ve Halk Evlerinin desteklediği Yurt Gezileri kapsamında Rize’ye gitti.  Rize de reisimler yaptı.  Rize’de yaptığı Çay Ziraati adlı resmi, Cezanne’ın peyzajlarına benzemiş ve o yıllardaki resimlerinde Cezanne etkisini hissettirmişti.

Yurt gezileri neticesinde toplanan eserlerin Anadolu’da dolaştırılması programı çerçevesinde o da görev alarak 1944 yılında Konya'ya gitti. Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği ile katıldığı I.Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde Atatürk’ün Cenaze Töreni adlı resmiyle birincilik ödülünü kazanmıştı. . Bu resim, Mekkâre Erleri adlı tablosu ile benzer nitelikler gösteriyor 15. yüzyıl Rönesans sanatçılarının resimlerini andırıyordu. Hayatını resim öğretmenliği ve resimlerini satarak idame ettiremiyor, boş zamanlarında marangozluk yapıyordu. Bu nedenle Marangoz Zeki diye de anılır olmuştu. 

1946 yılında İsmail Hakkı Oygar Sanat Galerisinde ilk kişisel resim sergisini açtı. Müstakiller ile birlikte pek çok sergiye katılan sanatçı, 1947 yılında D Grubu’na katıldı. 1951’den 1959’a dek resim yapmaya ara verdi 1954 yılında tüm öğrencilerinin çalışmalarından oluşan karma bir resim sergisi daha açtı. Ölümünden bir süre önce yeniden resme başladı ancak, 3 Mayıs 1959 yılında ani bir rahatsızlık sonucu hayatını kaybetti. 

Ankara Resim ve Heykel Müzesi'ndeki Eserleri 

R-0031- Kadın Portresi 1940, 

R-0290- Kadın Portresi, 

R-0295- Peyzaj, 

R-1356- Portre, 

R-2235- Rize Küçük ziraat, 

İzmir Resim ve Heykel Müzesi ve Galerisi'ndeki Eserleri 

İR-0332, Çıplak İstirahat, 

İR-0404, Nü

Kaynakça