Nazlı Ecevit, meşrutiyet yıllarının aydın ailelerinden birisine mensup olmanın ayrıcalığını yaşar. Ferik Salih Zeki Paşa’nın oğlu Miralay Mehmet Emin Bey’in ve Hünkâr Yaveri Ali Paşa’nın kızı Adviye Hanım’ın çocukları olarak İstanbul’da dünyaya gelir. Bu kültürlü insanlar kızların eğitimine özen gösterirler. Nazlı Ecevit önce Beşiktaş İnas Rüştiyesi’ni ardından da Dârülmuallimât Mektebi’ni bitirir. Daha sonra aynı yıl açılan İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’ne girer. Mihri Müşfik, Ömer Adil ve Feyhaman Duran Atölyesi’nde çalışır.¹
İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nin ilk öğrencilerinden olan Ecevit, mezuniyetinden sonra resme bir süre ara verir, Beşiktaş Kız Ortaokulu’nda, Kastamonu, Bolu ve İzmit’te resim öğretmenliği yapar. 1922’de Dr. Fahri Ecevit’le evlenerek Ankara’ya yerleşir, Ankara Konservatuarında çalışır. Güzel Sanatlar Birliği ile Devlet Resim ve Heykel sergilerine katılır. Bir ara Güzel Sanatlar Birliği başkanlığı yaptı. İstanbul Festivali Açıkhava Resim, Heykel ve Seramik Sergisi’nde İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü tarafından başarı madalyası verilir. Bülent Ecevit’in annesi olan Fatma Nazlı Hanım, yağlıboya, suluboya, pastel ve karakalem gibi çeşitli tekniklerle yaptığı, manzara, portre ve ölü doğaları ile tanınır.²
Nazlı Ecevit’in teknik olarak çalışmaları yağlıboya, pastel ve sulu boya olmuştur. Natürmort, çiçekler, portre, manzara ve serbest kompozisyon üslûpta eserlerini gerçekleştirir. İzlenimci anlayışının yanı sıra yumuşak renklerle gerçekçi bir anlayış içinde ortaya koyar. Eserleri farklı birçok kurum ve koleksiyonlarda yer alır. Yaşamının son yıllarında konu edindiği laleler ve karanfiller gibi çiçek resimlerinde ise genellikle uyumlu ve çekici renk tonlarını kullanır. Nazlı Ecevit, çalışmalarında kompozisyonun bütünlüğü içinde oranlara önem verir. Rengin birçok tonlarını ulaşarak eserler vermiştir. Nazlı Ecevit gerçekleştireceği resimden önce, kompozisyonun gerçekliğine çok önem vermiştir. Kompozisyonları serbest, peyzajları gerçekçi betimlenmiştir. Portrelerinde ise gerçekçi, canlı ve dinamik bir anlatıma ve tekniğe sahip olmuştur. Nazlı Ecevit’in ilk dönemine ait olan portre eserleri en önemli eserleri arasındadır. Bu portreler öğrencilik yıllarında ki dönemi yansıtması bakımından önemli olmuştur. Kerime Salahor’un portresi resimde akademik geleneğe bağlı olarak modelden çalışılmıştır. Tablo empresyonist etkilerini yansıtmıştır. Resimde kontürlerin olmaması, renklerin birbirleri içinde tonları oluşturur ve yumuşak renklerle ışık-gölge etkisi elde edilmesi söz konusudur. Resimde figür dikey olarak resmedilmiştir. Figürün kenarlarında ki boşluklar, arka fon ve oturduğu kanepe renklendirilmiştir. Tabloda pastel tonlar ile natürel renkler kullanılmıştır. Nazlı Ecevit’in teknik olarak, tarz olarak, her türden çalışması vardır. Her türde başarılı olmuştur. Başarılı portreleri arasında yer alan Kerime Salahor’un portresi, Devlet Resim ve Heykel Müzesindedir. Eşi Fahri Ecevit ile oğlu Bülent Ecevit’in, ressam Şeref Akdif ile ressam Güzin Duran’ın, Leman Alp ile Fatma Adalan’ın portreleri, sanatçımızın beğenilen portreleri arasında yer almıştır.³
“Başarılı portreleri arasında yer alan Kerime Salahor portresi, Devlet Resim ve Heykel Müzesi’ndedir. Eşi Fahri Ecevit ile oğlu Bülent Ecevit’in, ressam Şeref Akdik ile ressam Güzin Duran’ın, Leman Alp ile Fatma Adalan’ın portreleri, sanatçının beğenilen eserleri arasında yer alır.⁴
Nazlı Ecevit’in bazı kaynaklarda resim yapmaya bir süre ara verdiği söylense de en çok eser üretmiş kadın ressamlarımızdan olduğu bir gerçektir. Ona yakın kişisel sergi açmış ve pek çok karma sergiye katılmıştır. Nazlı Ecevit’in eserlerinin özelliği değişik resim cereyanlarına kapılmadan, gerçeklerden ayrılmadan, aşırılılıklardan uzak, kendine özgü bir şekilde fırçasını kullanmasıdır.⁵
Nazlı Ecevit, Ankara Kız Lisesi ve Musiki Muallim Mektebi resim öğretmeni olarak görev yapmıştır. Eşini kaybettikten sonra İstanbul Salacak’taki evinde kendisini resim çalışmalarına vermiştir. Ağustos 1985’te Ankara’da yaşama veda etmiştir.⁶
Ankara Resim ve Heykel Müzesi'ndeki Eserleri
R-0321, Portre,
R-0322, Yelpazeli Kadın 1949,
R-0332, Salacaktan,
R-0333, Portre,
R-1944, Güverteden Bakış,
R-2485, Tütün Kıran Kadınlar
¹ S. Akçay, Türk Resim Sanatında (1908-1930) Erken Cumhuriyet Dönemine Kadar İlk ve Öncü Kadın Ressamlar, Doğuş Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat ve Tasarım Fakültesi Plastik Sanatlar Ana Bilim Dalı Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2015, s.105.
² Z. Yasa-Yaman, (Ed.), İmparatorluk’tan Cumhuriyet’e Sanat, Ankara Resim ve Heykel Müzesi, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2012, s.221.
³ G. Eroğlu, Cumhuriyet Dönemi Kadın Hakları Işığında Öncü Türk Kadın Ressamlar, Doğuş Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat ve Tasarım Fakültesi Plastik Sanatlar Yüksek Lisans Programı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, Ocak 2017, s.43-45.
⁴ T. Toros, İlk Kadın Ressamlarımız, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1988, s. 51.
⁵ C. Gürsoy (Özen), “İnas Sanayi-i Nefise Mektebinde Yetişen Kadın Ressamlarımız”, Mimar SinanSosyal Bilimler Enstitüsü Arkeoloji ve Sanat Tarihi Anabilim Dalı Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul,1985-1986 Kış Yarıyılı, s.52.
⁶ K. Giray, Cumhuriyet’in İlk Ressamları, İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları, 2004.