Avni Arbaş (1919 - 2003)

Biyografi

İstanbul’da dünyaya gelen Arbaş, babasının görevi nedeniyle ilköğretim hayatına Aydın’da başlamıştır. Kayıtlara göre, ilk resim eğitimini babasından almış, 1929 yılında babasının vefâtı üzerine annesi ile birlikte geldiği İstanbul’da Galatasaray Lisesi’ne kayıt olmuş; burada arkadaşları Cihat Burak ile Selim Turan’la birlikte asker ressamlardan Mehmet Ali Bey’in öğrencisi olmuş, Naci Kalmukoğlu ve İbrahim Safi’nin atölyesinde çalışmıştır.

1937 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne girmeye hak kazanmış, toplam 9 yılını geçirdiği akademide Leopold Levy ve İbrahim Çallı’nın atölyesinde bulunmuş, Devlet Resim ve Heykel Sergileri’ne katılmıştır. 

Avni Arbaş; 1946 yılında Akademi’den mezun olduktan sonra dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’in girişim ve çabalarıyla “Yurt Gezileri’ne” katılmıştır. Daha sonra Fransız Hükûmeti’nden aldığı burs sayesinde Paris’e gitme imkânı bulan sanatçı; bu dönemde ilk eserlerini ortaya çıkarmaya başlamış ve bu sayede Fikret Mualla, Hakkı Anlı, Abidin Dino, Selim Turan, Remzi Raşa, Nejad Melih Devrim ve Mübin Orhon gibi sanatçılarla beraber Paris Türk Ekolü sanatçıları arasında yerini almıştır. 

1977 yılında Türkiye’ye dönen sanatçı; askerlik görevini yerine getirmediğinden dolayı vatandaşlıktan çıkarıldığını öğrenerek meyus olmuş; ancak bu hakkını yeniden kazanmak için uzun uğraşlar vererek başarılı olmuştur. Arbaş, ağırlıklı olarak Mustafa Kemal Atatürk portrelerinin yanı sıra, "İstanbul" ve "Boğaz" konulu yapıtlar üretmiş; Paris’te bulunduğu sürede zaman zaman biraraya geldiği Nâzım Hikmet’in karakalem portrelerini de çalışmıştır. 

Türk resminin tanınmış ve üretken sanatçısı Avni Arbaş, 2003 yılında kanser hastalığı nedeniyle 84 yaşında İzmir’de hayata veda etmiştir. 

 

Seyfi Başkan’dan;
28 Mart 1940’ta Yeniler Grubu’nun Beyoğlu’nda açtıkları ilk sergide, bir başka deyişle “Liman Sergisi”nde grubun en genç ve en coşkulu üyesi Avni Arbaş’tı. Daha sonraki yıllarda Selim Turan ve Nejat Devrim’le Paris’e gitmesi grubun etkinliklerinden elini çekmesine neden oldu. Akademi yıllarında ve onu takip eden L. Levy Atölyesi döneminde sakinliği, olayları ve zamanı buna bağlı olarak da kendi üslûbunu zorlamayan çalışma temposu ilginçtir. Resimleri, yarı soyut fakat içten bir duygusallık taşıyan anlatımlardır.

Kıymet Giray’dan;
Avni Arbaş’ı simgeleyen resimlerinin öncelikli seçkileri; atlar, balıkçılar ve natürmortlar arasında bir tartışma konusu yaratsa da, natürmortları, Arbaş’ın imzası kadar özel ve sanatçının simgesi haline ulaşmış özgün değerleriyle ilk sırada yer almaktadır. Natürmort resimlerine duyduğu ilginin kaynakları çocukluk yıllarına kadar gider. Resim yapmaya başladığı yıllarda, natürmort yapmayı seçer. Yaşamı boyunca da seçtiği diğer konular arasından sıkça geri dönüp yaptığı resimler natürmortlar olur. Avni Arbaş’ın hayatı boyunca kesintisiz sürdürdüğü tek konudur natürmortları… Karakalemler, desenler, 1950 yıllarından sonra aralarına yağlıboya natürmortları da alarak kendi içinde çeşitlenerek Arbaş natürmortlarının özgün değerlerini yansıtarak sürer gider.

Ankara Resim ve Heykel Müzesi'ndeki Eserleri

R-0398 Atatürk 1981,

R-0869 Manzara,

R-2114 At Arabası ve İnsanlar,

R-2115 Kayık İskeleti ve İnsanlar,

R-2655 Kadın

 

Kaynakça

Seyfi Başkan, Ondokuzuncu Yüzyıldan Günümüze Türk Ressamları, Ankara: Kültür Bakanlığı, 1991, s.75.

Kıymet Giray, “Avni Arbaş: Şiirsel Soyutlamaların Ressamı”, Makaleler, https://artam.com/makaleler/sanatci/avni-arbas-siirsel-soyutlamalarin-ressami (Erişim tarihi: 04.01.2022) 

https://ressamlar.net/avni-arbas-kimdir-avni-arbas-hayati (Erişim tarihi: 04.01.2022) 

Wikipedia, “Avni Arbaş” maddesi, https://tr.wikipedia.org/wiki/Avni_Arbaş (Erişim tarihi: 04.01.2022)