Türk Resim Sanatının gelişim çizgisi içinde ölü doğa resimleri ayrıcalıklı bir yer tutar. Çoğunlukla bir atölye köşesine yerleştirilmiş kompozisyonlarıyla ele alınan natürmortlar aynı zamanda atölyenin doğal ortamının göstergesi olarak da tuvallere aktarılırlar ve bu bağlamda belgesel özellikler de yüklenirler. Türk Resim Sanatının natürmort resimleri, 19. yüzyılın ortalarında doğan ve yirminci yüzyılın ortalarına kadar uzanan süreç içinde resimler üreten Asker Ressamlar kuşağının sanat anlayışlarının içinde ilk örneklerini verir. Seyyid Bey’den günümüze ulaşan, çeşitli müze ve özel koleksiyonlarda rastladığımız yapıtların büyük çoğunluğu meyveleri, çiçekleri ve günlük eşyaları konu alan natürmortlardır. Karpuzlar ve portakallar gibi yinelediği kompozisyonlar ayrıntılı olarak incelenip karşılaştırıldığında, Pertev Boyar’ın, “Süleyman Seyyid bilhassa natürmort ressamıdır. O, yemiş ve çiçek motiflerinin meftunu idi. Renk ve perspektife tam bir vukufu olduğundan eserlerinde şeffafiyet ve tazelik görülür. Natürmortta, Şeker Ahmet Paşa, Zekai Paşa ve Hoca Ali Rıza’ya nazaran daha canlı ve kuvvetlidir. 36 senelik hocalığı ile Avrupa’dan getirdiği resim sanatına kendi milli görüş ve karakterini de katarak memleketimize yaymaya ve tanıtmaya muvaffak oldu” açıklaması, Seyyid’in Türk resminin natürmort ustası olarak değerlendirildiğini kanıtlar.
Ankara Resim ve Heykel Müzesi Koleksiyonu’nda yer alan Portakallı Natürmort resmi, Süleyman Seyyid’in eserleri arasında bir başyapıttır. Arka planda yumuşak leke dengeleriyle belirlenen açık renkli zeminin sınırız boşluk sanısı uyandıran yüzeyinin merkezine simetrik bir düzen içinde dilimlenerek yerleştirilmiş portakal, sanatçının eserlerine başat olan sanat anlayışının göstergesidir.
Çerçeve Tanımı: Sarı yaldız boyalı ahşap çerçevenin dış ince kenarlarında kabartma tekniğinde bitkisel motifler yer alır.
Çerçevenin Genişliği: 17 cm - Derinliği: 10 cm
Küratör: Zeynep YASA YAMAN
Yapıtlarında perspektifi ve geometrik sağlamlığı öne çıkaran Süleyman Seyyid, doğayı fotoğrafik bir gerçeklikle yansıtan, taklit eden bir sanatçı olmaktan uzak durmuş, ölçülü, yalın, süssüz, indirgeyici bir tavır içinde olmuştur. Renkleri, hocası Alaxandre Cabanel’inki gibi tonlamalardan uzak, taze ve şeffaftır. Çağdaşı Şeker Ahmed Paşa ve Hüseyin Zekai Paşa’nın kalabalık, ışıltılı, zengin natürmortlarının aksine Süleyman Seyyid, Portakallı Natürmort’ unda meyvelerden oluşan bir kompozisyon yaratmaktan kaçınarak meyvenin özünü yakalayan, portreleştiren yalın bir anlatım yeğlemiştir.
Kaynakça: Z. Yasa-Yaman, (Ed.), İmparatorluk’tan Cumhuriyet’e Sanat, Ankara Resim ve Heykel Müzesi, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2012, s. 112.