İnsanın doğayı yok etmediği bir dünya anlayışını sorguladığım son dönem çalışmalarımda, doğanın yeniden doğumu için tohum kavramını irdelemekteyim. Temsili “tohum” kavramı ile doğanın insan tarafından yok edilmesini sorgulayarak toplumsal farkındalık yaratmaya çalıştığım çalışmalarım ile çorak ve bitkin bir dünyadan yeniden başlamayı insanlığa önermekte olup, doğal yaşam alanlarının insan eliyle tahrip edildiği dünya için, yeni bir başlangıcın gerekli olduğunu sembolik olarak kullandığım tohumlar ile oluşan seramik çalışmalarımı izleyiciye sunmaktayım. Umuda Yolculuk isimli çalışmamda; İnsanların doğayı cezalandırmak istercesine, ona karşı işlediği bütün suçlara rağmen, doğa tıpkı Pandora’nın kutusundaki kaybolmayan umut gibi çareyi bizzat kendi bünyesinde taşımaktadır. Eski bir yük vagonuna doluşmuş tohumlar umut dolu bir yolculuğa çıkmıştır. Tıpkı ilkbaharın gelişi ile doğanın yeniden canlanışındaki sevinç gibi heyecanla insanların kalbine ulaşmaya çalışacaklardır.