Son yıllarda çalışmalarımda zıtlık kavramına odaklanmaktayım. Bu zıtlık/karşıtlık çalışmalarımda bazen farklı değerlere sahip renklerin, bazen aydınlık-karanlık alanların veya karşıt kavramların ele alınmasıyla sağlanır: Varoluş ve yok oluş, doğum ve ölüm, organik ve inorganik, taze ve geçkin... Yapraklar, tüyler, yumurtalar, ısırılmış elma ve çürüyen meyveler her zaman başlangıca ve sona işaret eden izler taşır. Bu çalışmada da düşerek tüm yüzeye yayılan çürümeye mahkum/yüz tutmuş yapraklarla bütün canlılığı ile su içinde yeşermeye devam eden su yıldızı bitkisini bir arada ele aldım. Nietzsche’nin bengi dönüş felsefesinin etkileri çalışmalarımda görülebilir. Nietzsche’ye göre yaşam karşıtlıkları barındırmaktadır: “Acı aynı zamanda bir zevktir, beddua aynı zamanda bir kutsamadır ve gece aynı zamanda güneştir…Bilge kişi aynı zamanda delidir…Her şey birbirine zincirlenmiştir, birbirine geçmiştir.” "Düşüş, Çürüyüş, Yeşeriş" isimli çalışmamda da bu karşıtlığı ve döngüyü hatırlatan etkileri araştırdım.